Bağış
Trafik Kazalarında Zarar Görenlerin Maddi ve Manevi Tazminat Talep Etme Hakları

Trafik kazası sonucu maddi ve  manevi zarar gören mağdurun  ve/veya mağdurun  vefatı halinde  yakınlarının  maddi ve manevi zararının tazmini konusu  ülkemizde dava konusu yapılan en yaygın hukuki sorunlardan birisidir.

Tazminat davası nedir?

Borçlar kanunumuzun 41. maddesi "Gerek kasten gerek ihmal ve teseyyüp yahut tedbirsizlik ile haksız bir surette diğer kimseye bir zarar ika eden şahıs, o zararın tazminine mecburdur. ... " şeklindedir. Yani  bir kişi  kasten, ihmal ederek, tedbirsiz davranarak bir başkasını zarara uğratırsa zararın tazmini ile  yükümlüdür. Bu  ise  hukukumuzda  tazminat davaları talep edilebilmektedir.

Maddi ve manevi zarar kavramı neleri kapsar?

Zararın nevi maddi ve manevi  olabilir. Trafik kazaları gibi olaylarda karşılaştığımız zarar kalemleri ise çok çeşitlidir. Borçlar kanunumuzun 45. maddesinde maddi tazminat gerektiren durumlar sayılmaya çalışılmıştır. 45. madde, "Bir adam öldüğü takdirde zarar ve ziyan, bilhassa defin masraflarını da ihtiva eder. Ölüm, derhal vuku bulmamış ise zarar ve ziyan tedavi masraflarını ve çalışmağa muktedir olamamaktan mütevellit zararı ihtiva eder. Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde, onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir" şeklindedir.

Aynı  konuyu düzenleyen  46. maddesi  ise " Cismani bir zarara düçar olan kimse külliyen veya kısmen çalışmağa muktedir olamamasından ve ileride iktisaden maruz kalacağı mahrumiyetten tevellüt eden zarar ve ziyanını ve bütün masraflarını isteyebilir. Eğer hükmün Sudur'u esnasında, kafi derecede kanaat ile cismani zararın neticelerini tayin etmek mümkün değil ise; hükmün tefhimi tarihinden itibaren iki sene zarfında hakimin, tetkik salahiyetini muhafaza etmeğe hakkı vardır." Şeklindedir.

Yukarıdaki yasa maddelerinde de  görüleceği üzere; trafik kazalarında; şayet yaralanma  söz konusu ise tedavi giderleri, tedavi sırasında çalışılamayan günlere ilişkin zararlar, kalıcı  bir maluliyet varsa kalıcı maluliyetin getirdiği maddi gelir kaybı en önemli maddi tazminat kalemleridir. Ölümü halinde ise defin cenaze masrafları ve  vefat eden mağdurun desteğinden yoksun kalan yakınlarının zararı talep edilebilecek tazminat kalemlerini oluşturur.

Trafik kazasında mağdur olan kişinin kaza sırasında araç kullanıyor olması halinde aracında yada başka bir eşyasında kaza sebebi ile zarar meydana gelmişse bunlarda talep edilebilecek tazminat kalemleri arasında sayılacaktır. Borçlar kanununun 47 maddesin de, "Hakim, hususi halleri nazara alarak cismani zarara düçar olan kimseye yahut adam öldüğü takdirde ölünün ailesine manevi zarar namiyle adalete muvafık tazminat verilmesine karar verebilir" denilmiştir.

Trafik kazalarında maddi zararın yanı sıra  mağdurun manevi zararının da ortaya çıkacağı bir gerçektir. Kaza gibi  asla istenmeyen maddi ve manevi  varlığımızı ve bütünlüğümüzü tehlikeye sokan bir durumun bir takım manevi zararları da olacaktır. Korku üzüntü endişe çekilen acı manevi zarar olarak  açıkladığımız olguların  başında gelmektedir. Mağdur kaza sonucu  yaralanmışsa kaza sebebi ile yaşadığı korkunun üzüntünün  çektiği acıların  onun manevi varlığında meydana getirdiği zararın tazmini talep edebilir. Kimler trafik kazaları sonucu ortaya çıkan maddi ve manevi

Zararların Tazmini İçin Dava Açabilir?

Bu konu mağdurun hayatta olup olmaması ve dava açma hak ve ehliyetini kullanabilecek durumda olup olmaması hallerine göre  farklılık  arzeden bir durumdur. Kaza sonucu  mağdur olan kişi yukarıda  belirtmiş olduğumuz üzere borçlar kanunun 41., 45., 46., ve 47. maddeleri gereği  bizzat maddi ve manevi zararının tazmini için dava açabilir. Mağdurun dava açtıktan sonra  vefatı halinde  varisleri  yalnız mağduru ilgilendirmeyen yani mirasçılarının mal varlığı haklarını da etkileyen bu davaları mecburi dava arkadaşı olarak  takip ederler.

Mağdurun dava açmadan vefatı halinde ise  yakınları ve onun  vefatı ile maddi ve manevi zarar gören yakınları annesi  babası eşi çocukları kardeşleri nişanlısı ve bakım ve desteği altındaki kişiler  maddi ve manevi zararlarının tazmini için dava çama hakkına sahiptirler. Mağdurun kaza sonucu ölmediği ama medeni haklarını da kullanamadığı hallerde bitkisel hayat  koma yada akıl sağlığını ehliyetini yitirdiği durumlarda mağdurun zararlarının tazmini için  veli vasi yada yasalarımızda düzenlenmiş olan kanuni temsilcileri tarafından dava açılabilir.

Trafik kazalarında zarar Görenlerin açacakları maddi ve manevi tazminat davasında dava açma süresi nedir?

Borçlar kanunu 60. maddesi "Zarar ve ziyan yahut manevi zarar namiyle nakdi bir meblağ tediyesine müteallik dava, mutazarrır olan tarafın zarara ve failine ittılaı tarihinden itibaren bir sene ve her halde zararı müstelzim fiilin vukuundan itibaren on sene mürurundan sonra istima olunmaz. Şu kadar ki zarar ve ziyan davası, ceza kanunları mucibince müddeti daha uzun müruru zamana tabi cezayı müstelzim bir fiilden neşet etmiş olursa şahsi davaya da o müruru zaman tatbik olunur. Eğer haksız bir fiil, mutazarrır olan taraf aleyhinde bir alacak tevlit etmiş olursa, mutazarrır kendisinin tazminat talebi müruru zaman ile sakıt olsa bile o alacağı vermekten imtina edebilir" şeklindedir.

Kanunda da açıklandığı üzere maddi ve manevi zararların tazmini için dava açmak için  yasada belirlenen süre  mağdurun  uğradığı  zararı ve  failini öğrendiği tarihten itibaren 1 yıldır. Kaza sonucu  dava açarak zararlarının giderilmesini isteyecek kişiler  bu bir yıllık süre içinde dava çakma zorundadırlar. Her halükarda ise kazanın meydana geldiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra dava açma hakkı zaman aşımına uğrar. Burada yasada düzenlenmiş olan istisnai bir durum ve ayrı bir süre söz konusudur. O da  eğer trafik kazası sonucu  ortaya çıkan durum bir cezayı gerektirir ceza davasının gerektirir bir durum ise,  ve o durum için ceza kanunlarında çok daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörülmüş ise  tazminat davası açma süresi de ceza kanunlarında düzenlenmiş olan daha uzun zaman aşımı süresine göre uzar.

Trafik kazaları sonucu açılacak maddi ve manevi tazminat davaları kimlere karşı açılabilir?

Borçlar kanunu 41. maddesi,  "Gerek kasten gerek ihmal ve teseyyüp yahut tedbirsizlik ile haksız bir surette diğer kimseye bir zarar ika eden şahıs, o zararın tazminine mecburdur", 50.  maddesi  " Birden ziyade kimseler birlikte bir zarar ika ettikleri takdirde müşevvik ile asıl fail ve fer'an methali olanlar, tefrik edilmeksizin müteselsilen mesul olurlar. Hakim, bunların birbiri aleyhinde rücu hakları olup olmadığını takdir ve icabında bu rücuun şümulünün derecesini tayin eyler." 51.  maddesi  de " Müteaddit kimseler muhtelif sebeplere (haksız muamele, akit, kanun) binaen mesul oldukları takdirde haklarında, birlikte bir zarar vukuuna sebebiyet veren kimseler hakkındaki hükümlere göre muamele olunur." Şeklindedir.

Yasalarımızda düzenlendiği  üzere  tazminat davaları;  trafik kazasına,  daha  doğru  deyimi ile   davaya konu olan   zararı  doğuran olaya,  sebep olan  kişiye  karşı  açılacaktır. Ancak  bu  husus; kazanın  şekli,  kusur  durumu  gibi  her  vakıada  farklı olabilecek  durumlar  dikkate  alınarak  tespit edilmelidir. Örneğin;  araç  kullanan   şoförün   kusurlu olarak  bir  yayaya  çarpması sonucu   açılacak davada  dava aracı kullanan   şoföre  yöneltilecektir. Eğer araç  trafik  kaydında   şoförün  üzerine kayıtlı  değilse,  yasa  gereği  aracın resmi kayıtlardaki   sahibi de  zarardan   sorumlu olduğundan aynı zamanda  tazminat davası araç  sahibine de  yöneltilecektir.

Zira  yasada  "Müteaddit kimseler muhtelif sebeplere (haksız muamele, akit, kanun) binaen mesul oldukları takdirde haklarında, birlikte bir zarar vukuuna sebebiyet veren kimseler hakkındaki hükümlere göre muamele olunur." Denilmiştir.  Bu  husus  dikkate  alındığında  kazaya karışan  aracın  resmi  sahibinin de  yasadan kaynaklanan sorumluluğu  olduğu açıktır. Zararı  doğuran  eyleme kimler  sebep oldu  ise;  birden  fazla  aracın karıştığı  trafik kazalarında  olduğu  gibi  bu  kişilerin  hepsine  karşı kusurları dikkate alınarak dava  açılabilecektir. Bu  konu  yukarıda "Birden ziyade kimseler birlikte bir zarar ika ettikleri takdirde müşevvik ile asıl fail ve fer'an methali olanlar, tefrik edilmeksizin müteselsilen mesul olurlar"  şeklindeki yasa  hükmü ile  açıklanmıştır." Günlük  hayatımızda çok  sık  karşılaştığımız  bir  konu  olan trafik  kazalarının  hukuki  sonuçlarından  biri olan  tazminat  davaları  kısaca   bu şekildedir.

Av. Murat KUTLAY

Sosyal Medya

  BİLGİ ALMAK İSTİYORUM